Köşe Yazısı

Araştırmacı Gazetecilik Medyada Değil, Netflix’te Yapılıyor

Araştırmacı gazetecilik günümüzün ana akım medyasında çok uzun zamandan beri unutulmuş bir habercilik pratiğidir. Ancak 1980’den bu yana gazetecilerin unutmuş olduğu araştırmacı gazetecilik, yaklaşık son on senedir belgesel yapımcıları tarafından icra ediliyor.

İnsan tarih boyunca çevresindeki gelişmelere karşı haberdar olma ihtiyacı hisseden bir canlı olmuştur. İnsanın bu haber alma ihtiyacı, kitle iletişim araçlarının da icat edilmesini beraberinde getirmiştir. İlk kitle iletişim aracı olan gazetenin çıkmasıyla birlikte bugün bildiğimiz gazetecilik mesleği ortaya çıkmıştır.

Gazetecilik, araştırmalar yaparak bunları insanlara sunan ve bu sayede insanların bilgi alma ihtiyacını karşılayan bir meslek olmuştur. Ancak özü itibariyle araştırma yapmayı zorunlu kılan gazetecilik mesleği içinde aynı zamanda “araştırmacı gazetecilik” denilen bir tür vardır. İngilizcede “watchdog journalism” yani “izci köpeği gazeteciliği” olarak adlandırılan araştırmacı gazetecilik, pratiğinde toplumu ilgilendiren olayların üzerine daha ayrıntılı gidilir ve araştırmalar haftalar bazense yıllar alır. 

Araştırmacı gazetecilik çok uğraştırsa da günün sonunda kötülükleri gün yüzüne çıkarır

Ancak günün sonunda da çoğu zaman rüşvet, yozlaşma ya da siyasi olaylar gün yüzüne çıkarılır. Bu yönüyle bakıldığında araştırmacı gazeteciliği, normal gazetecilikten ayıran ana etmenlerden biri kıyaslanacak derecede yoğun bir mesai gerektirmesidir.  

Daha yoğun çaba gerektiren bu gazetecilik türü hem ekonomik açıdan hem de genelde ele aldığı konular itibariyle güç odaklarını rahatsız etmesinden dolayı, geleneksel medyanın da el değiştirmesiyle birlikte yıllar içinde zayıflayan bir tür olmuştur. Bu zayıflama Türkiye ve dünyada neredeyse eş zamanlı olarak 1980’li yıllardan sonra başlamıştır. Çünkü bu yıllarla birlikte Türkiye ve dünyada eş zamanlı olarak medya patronluğu el değiştirmeye başlar. Diğer bir deyişle, 1980 öncesinde bizzat gazetecilerin patron olduğu medya, bu yıllardan sonra sermaye sahiplerinin patron olduğu medyaya dönüşmüştür. Bu dönüşüm doğal olarak, mesleğin işleyiş biçimine de yansımış ve gazeteciliğin yapısını derinden etkilemiştir. Sermayeyle birlikte gazeteciliğin birincil önceliği kâr elde etmek ve iktidarlarla iyi geçinmek olmuştur. Bu durum özellikle yoğun araştırma ve emek gerektiren gazeteciliğin günden güne geri plana düşmesine neden olmuştur. 

İnternet haberciliğindeki hız algısı araştırmacı gazeteci için dezavantaj olmuştur

Günümüze baktığımızda ise yeni medya sağladığı, erişim imkanları ve kaynak bolluğu sayesinde araştırmacı gazeteciliğin yapılabilmesi için çok uygun bir zemin oluşturmuştur. Ancak İnternet çağı ile başlayan yeni medya her ne kadar araştırmacı gazeteciliğin yapılabilmesi için uygun bir zemini oluşturmuş olsa da beraberinde gelen haberlerdeki hız algısı ve okurların birçok nedenden dolayı okurdan çok ürüne dönüşmesi, yoğun emek isteyen araştırmacı gazeteciliğe beklenen önemin gelmesine engel olmuştur.  

Kısaca, 1980’li yıllarla birlikte iyiden iyiye medyanın sermayedarların yönetimine girmesiyle, gününüzde de okurların eğlendirilmesi gereken ürünlere dönüşmesi ve haberde nitelikten çok niceliğe önem verilmesi gibi nedenler araştırmacı gazeteciliğin unutulmaya yüz tutmasına neden olmuştur. Her ne kadar, gazeteciliğin araştırmacı yönü, günümüz medyasında ekonomik ve siyasi kaygılar nedeniyle yok olmaya yüz tutsa da varlığını belgesel sinema üzerinden devam ettirmeye başlamıştır. Diğer bir deyişle, geleneksel medyada unutulan ve yeni medyada tutunamayan araştırmacı gazeteciliğin merkez üssü belgesel sinema olmuştur. 2008 krizinin çıkış nedenlerini, bu kriz sonrası işçi hakları gibi konuları, Cambridge Analytica ve Citizenfour gibi skandalların üzerine medya çalışanı olanlardan çok belgesel sinemacılar gitmektedir. Yazımın devamında bu ve benzeri konular üzerinden, geleneksel medyanın unuttuğu araştırmacı gazeteciliğin, yeni medyada da kendisine istediği rolü bulamaması ancak belgesel sinemada devam etmesini detaylı bir şekilde ele alacağım. 

Araştırmacı Gazeteciliğin Tanımı ve Geleneksel Gazetecilik ile Farkı 

İlk örneklerinin 19. yüzyılın sonlarında verildiği düşünülen araştırmacı gazetecilik, yolsuzluk, rüşvet gibi toplumu ilgilendiren ancak neredeyse hiç bilinmeyen konuların üzerine gidildiği bir gazetecilik pratiğidir. Araştırmacı gazetecilikte bir konuyu araştırmak en az haftalar, çoğunlukla da yıllar almaktadır. Araştırmacı gazetecilikte bir konu üzerinde çok fazla durulması onu geleneksel gazetecilikten ayıran en önemli özelliklerden biridir. Geleneksel gazetecilik ile araştırmacı gazeteciliği birbirinden ayıran en büyük özelliklerden bir diğeri de geleneksel gazetecilikte size gelen bilgileri ya da görünürdeki bilgileri haber yaparken, araştırmacı gazetecilikte güç odaklarının halının altına gizlenmeye çalıştığı bilgileri açığa çıkartıp haber yapılır. Araştırmacı gazeteciliği gizlenmeye çalışılan gerçekleri ortaya çıkarması nedeniyle, bu gazetecilik türü birilerini mutlaka rahatsız etmektedir.  

“Araştırmacı gazetecilik, güç odaklarının, bilinmesini istemedikleri, ancak bilinmesi, kamu yararı açısından önemli olan olguları sistematik bir araştırma ile ve belgeleriyle ortaya çıkarıp kamuya sunmayı uğraş edinmiş bir gazetecilik dalıdır” 

Araştırmacı gazetecilik aynı zamanda çoğunlukla bireysel olarak gerçekleştirilen bir iştir. Normal gazetecilikte ekip olarak karar verilir ve bir haberin üzerine gidilir ve olabilecek en kısa zamanda haber ortaya çıkarılır. “Araştırmacı gazetecilik, sürüden ayrılmaktır. Aklını, iradesini başkasına teslim etmeden, başkasının hoparlörü olmadan, sabırla, inatla gerçeğin peşinden koşmaktır. Kimileri otoyolda rahatça ilerlerken, kimi zaman bir patikadan yürümeyi, hatta kimi zaman da keçi izi bile olmayan rotayı izlemeyi göze almaktır.” 

Buradan yola çıkarak araştırmacı gazetecilik için kimsenin yapın demediği bir haberi siz yapmaya karar verirsiniz ve elinize bir çay kaşığı alıp tek başınıza ya da en fazla 1-2 kişiyle olayların altını eşelemeye yapmak şeklinde bir tanımlama yapabiliriz. Araştırmacı gazetecilik ile geleneksel gazetecilik arasında var olan bir fark da kaynaklar üzerinedir. Geleneksel gazetecilikte var olan kaynakları kullanırsınız. 

Geleneksel Medyadaki Patronluğunun Değişmesinin Araştırmacı Gazetecili Üzerindeki Etkileri 

1980’li yıllara geldiğimizde Türkiye ve dünyada hemen hemen eş zamanlı olarak medya sahipliği el değiştirmeye başlamıştır. Bu yılların öncesinde medyayı yöneten isimler gazetecilik geçmişine sahip isimlerdi. Ancak 1980’li yıllardan itibaren medya patronluğunun, geçmişi gazetecilik olanlardan, gazetecilik mesleğiyle alakası olmayan sermaye sahiplerinin eline geçtiğini görmekteyiz.  

Medya sahipliğinin yer değiştirmesi kısa zamanda gazetecilik pratiğine de yansıdı. Özellikle araştırmacı gazetecilik anlayışı 1980’li yıllardan itibaren geri plana düşmeye başladı. Bunun birçok nedeni vardır. Öncelikle değişen medya yapısının, maddiyata verdiği önem okura verdiği önemden daha fazladır. Bu nedenle halkın bilgi edinme ihtiyacını karşılamaya çalışan ve kamu yararını önceleyen gazetecilerin devri kapanarak, reklamcılara ve iktidarlara hizmet eden sermaye medyası devri başlamıştır.  

Bu dönemlerle birlikte sermayeye geçen gazetelerin bütçelerinde büyük oranda kesintilere gidilmiştir.

Sermaye sahiplerinin eline geçen medyada araştırmacı gazeteciliğin geri plana atılmasının tek nedeni maddi nedenler değildir. Araştırmacı gazeteciliğin olayların üzerine giderek, halının altına süpürülmeye çalışılan ve halktan gizlenen gerçekleri bulması siyasetteki ve sermayedeki güç odaklarının işlerine çomak soktuğundan dolayı genellikle onları rahatsız etmektedir. Bu ve benzeri nedenlerden dolayı geleneksel medyada günden güne yok olan bir araştırmacı gazetecilikten söz etmek mümkündür. 2002 yılında ABD’de yapılan bir araştırmada, “araştırmacı gazeteciliğin ülkenin ticari yayınlarından neredeyse tamamen kaybolduğu” sonucuna vardı. 

Türkiye’de medyanın 1980 sonrası araştırmacı gazetecilikten uzaklaşıp, bunun yerine az yazılı bol resimli magazin içerikli haberlerin ağırlık kazandığı görülmektedir.

Yeni Medyada Araştırmacı Gazeteci ve Konumu

İnternet gazeteciliği habercilik açısından birçok yeni imkan sunmuştur. Ancak medyadaki tekelleşme sonucu araştırmacı gazeteciliğin geri plana atılması, İnternet gazeteciliğinde de etkisini sürdürmüştür.  

İnternet gazeteciliği, ortaya çıktığı 1990’lı yıllardan itibaren başta büyük gazeteler olmak üzere zamanla tüm gazeteler daha sonra da bireysel kullanıcıların haber siteleri kurmalarıyla birlikte hızla gelişen bir mecra haline gelmiştir. 

Ucuz ve daha fazla insana hitap etmesi gibi birçok nedenden dolayı, 1990’lardan bu yana milyonlarca haber sitesi kurulmuştur. Ancak bu gelişmeler araştırmacı gazetecilik açısından gereken gelişmeyi sağlayamamıştır. Gelenek gazetecilikte, yapısı gereği, haberi olabilen en kısa zamanda verme yarışı, milyonlarca rakibin olduğu İnternet gazeteciliğinde de katlanarak devam etmiştir.

Haberdeki hız algısı olayların üzerine yeterince gidememeye neden olmuştur. Hatta çoğu zaman gazetecinin kendisinin yazdığı haberin bile ne hakkında olduğunu anlayamamasına neden olmuştur. 

Tüm bunlar yapısı gereği zaman alan, acele etmekten kaçınılması gereken bir habercilik türü olan araştırmacı gazetecilik için oldukça zararlı gelişmelerdir.  Çünkü araştırmacı gazeteci bir haber için aylarca hatta yıllarca araştırma yapmak zorundadır.

Ancak yeni medyaya hakim olan haber sitelerinin geneline baktığımızda araştırmacı gazetecilik anlayışı yerine çok tıklama getirecek, haberlerin olduğunu görmekteyiz. Bunun yapılmasındaki ana sebep hem daha kolay olması hem de daha çok reklam geliri elde edilmesidir.  

Geleneksel gazetecilikte 1980 sonrasında medya patronluğunun el değiştirmesiyle birlikte araştırmacı gazetecilik, arka plana atılmıştır. Günümüz İnternet gazeteciliğinde de haberin bedava olması nedeniyle okurun konumunu okurdan çok ürüne çevirmiştir. Bu nedenle İnternet gazeteciliğinde okur bilgi verilmesi, gündemden haber edilmesi gereken insanlar yerine reklam verenlere satılan ürün haline gelmiştir. 

Günümüzde Araştırmacı Habercilik Netflix Belgesellerinde Yapılıyor

Belgesel sinemanın araştırmacı gazetecilik ile ilişkisine baktığımızda her ikisinin de neredeyse iç içe geçmiş iki pratik olduğunu görebilmekteyiz. Hatta araştırmacı gazeteciliğin, belgesel sinema ile arasında olan bu yakınlık, onun geleneksel gazetecilik ile arasında olan bağdan daha fazladır. Çünkü belgesel sinemada tıpkı araştırmacı gazetecilikte olduğu gibi, tek bir konu üzerine çoğunlukla yıllar süren derinlemesine araştırmalar yapılmaktadır. Ayrıca geleneksel gazetecilikte güncel olaylar üzerine gidilirken ve yalnızca bilgi verme amacı güdülürken, araştırmacı gazetecilikte ve belgesel sinemada sıcak gelişmelerden daha çok, geniş zamanı kapsayan olayların üzerine gidilir. Ayrıca hem araştırmacı gazetecilik hem de belgesel sinema da yalnızca bilgi verme amacı değil, toplumda bir kamuoyu oluşturma amacı güdülmektedir. 

”Belgesel sinema sıcak gelişmelere odaklanmayan bir gazetecilik pratiğidir”

En İyi Belgesel Film Oscar’ı alan Citizenfour’un yönetmeni Laura Poitras, bir röportajında belgesel sinema için ‘’sıcak gelişmelere odaklanmayan bir gazetecilik pratiği olduğunu’’ vurgulayarak belgesel sinema ile araştırmacı gazetecilik arasındaki ilişkiyi net bir şekilde açıklamıştır.

Araştırmacı gazetecilik ile oldukça benzer özellikleri ve yöntemleri olan belgesel sinemanın günümüzde toplumsal konulara daha çok odaklanmasıyla birlikte geleneksel medyada ve yeni medyada göremediğimiz araştırmacı gazeteciliğinin örneklerinin bu mecrada icra edildiğini görmekteyiz. Diğer bir deyişle gazetecilerin uzun zamandır yapamadığı araştırmacı gazeteciliği, günümüzde belgesel yönetmeleri icra etmektedir. 

‘’Belgesel alanında; sosyopolitik konulara daha çok eğilen, bir anlamda medya manipülasyonlarının yarattığı devasa boşluğu doldurmaya başlayan ve aynı nedenle azımsanmayacak bir ilgiye de mazhar olan filmler öne çıktı son 10 yılda. Dünyanın giderek daha kaotik bir yer haline gelmesine paralel olarak, yine son dönem belgesellerinde muhalif bir damarın ağırlık kazandığını söylemek mümkün. Bir yandan da gazetecilik işinin sinemadaki uzantısı gibi duran gündemdeki sıcak meselelerle ilgili filmlerin azımsanmayacak bir alt tür oluşturduğunu söyleyebiliriz.’’

‘’ Yaklaşık on yıldır, belgesel sinemanın bir tür ‘medya’ işlevi gördüğünü gözlemliyorum. Geçmişte, ana akım gazete ve televizyonlarda da görebileceğimiz haber/içeriklerin giderek görünmez kılınıyordu. Ardından tüm dünyada belgesel sinema bir tür ‘habercilik’ misyonunu da üstlenmeye başladı. İnsan hakları ihlallerinden çevre felaketlerine, kapitalist ekonominin dünyayı uçurumun kıyısına getirişinden emek süreçlerindeki değişime kadar ‘haberdar’ olduğumuz birçok konunun arka planını ve nedenlerini bu belgesellerde izleyebiliyoruz.’’ Şenay Aydemir 

Araştırmacı Gazeteciliğin Sonucu Nedir?

İnsanların tarih boyunca var olan haber alma ihtiyacı kitle iletişim araçlarının gelişmesine ve haberciliğin bir meslek haline gelmesini sağlamıştır. Araştırmacı gazetecilik 19. yüzyılın sonlarına doğru yolsuzluk ve rüşvet olaylarının aydınlatılmasıyla ortaya çıkmıştır. Bu tarihlerden itibaren insanlara yalnızca görünürdeki bilgileri değil, aynı zamanda halının altına süpürülen ve toplumun bilmesi gereken bilgileri sunmuştur.

Ancak araştırmacı gazetecilerin üzerine gittiği olaylar siyaset ve sermayedeki güç odaklarının işlerine çomak sokan konular olduğu için araştırmacı gazeteciler her zaman bu güçlerin hedefi haline gelmiştir. 1980’li yıllara geldiğimizde ise medya patronluğunun el değiştirdiğini görmekteyiz. Bu tarihlerden önce medyanın patronu olanlar çoğunlukla meslekten gelen ve gazetecilik ilkelerine sahip kişilerdi. Ancak bu tarihlerden sonra medya patronluğu, gazetecilik mesleği ile hiç alakası olmayan ve meslek ilkelerine önemseyen sermayedarların ellerine geçmeye başladı. 

Yeni medya patronları, medyayı kamu yararı için değil, maddi kazanç elde etmek ve iktidarlarla iyi ilişkiler kurmak için kullanmıştır. Bu durum oldukça masraflı olan ve gücü elinde bulunduranları rahatsız eden araştırmacı gazeteciliğin neredeyse sonunu getirmiştir. Sonrasında yeni medya teknolojilerin ortaya çıkması ve yaygınlaşmasıyla birlikte internet gazeteciliği denilen pratik ortaya çıkmış ve bilgiye ulaşım açısından araştırmacı gazetecilik için birçok kolaylık sağlamıştır.

İnternet haberciliğindeki hız algısı araştırmacı gazeteciliğin yapılmasını zorlaştırmıştır

Ancak sağlanan bu kolaylık araştırmacı gazeteciliğin yeniden canlanması için yeterli olmamıştır. Okurun haberleri bedava tüketmek istemesi, gazetecilerin de okuru ürün olarak görmesine neden olmuştur. Ayrıca habercilikteki hız anlayışının artması ve nitelikten çok niceliğe önem verilmesi, geleneksel medyada unutulan araştırmacı gazeteciliğin, yeni medyada da tutunamamasını beraberinde getirmiştir. 

Her ne kadar yeni ve eski medyada kendisine yer bulamayan araştırmacı gazetecilik, halkın haber alma ihtiyacından ve yönetmenlerin toplumsal konulara daha çok eğilmesi gibi nedenlerden dolayı belgesel sinemada kendisine yer bulmuştur. Bu durum, günümüzde araştırmacı gazetecilik, gazeteciler tarafından değil, belgesel yönetmenleri tarafından sürdürülen bir meslek haline gelmiştir. 

Bu makale Türkiye’de tartışmasız olarak araştırmacı gazetecilik denilince akla gelen ilk isim olan Uğur Mumcu’nun anısına İnternet Halleri‘nin bağımsız ve hür genç gazetecileri tarafından kaleme alınmıştır.

Onur Tutuş

Merhaba, ben gazetecilik bölümü okuyan bir üniversite öğrenicisiyim. Yazmayı, okumayı, araştırmayı çok seviyorum. ''En yüce bilgi, başkalarıyla paylaşılan bilgidir.'' anlayışıyla öğrendiklerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.

Yorum

Click here to post a comment